6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 57-60. Maddelerinde, açılacak bir davada birden fazla davacının ve/veya birden fazla davalının olma usul ve esasları düzenlenmiştir. Buna göre, bir davada hem davacı hem de davalı taraf birden fazla kişiden oluşabilmektedir. Belirtmek gerekir ki, dava arkadaşlığından söz edilebilmesi için aynı tarafta yer alan kişiler arasında hukuki bir bağın var olması gerekmektedir. Bu bağ davacılar arasında ise aktif dava arkadaşlığından, davalılar arasında ise pasif dava arkadaşlığından söz edilmektedir.
Aşağıda yer verilen maddelerin gerekçelerine ve bu konulara ilişkin verilen mahkeme kararlarına bakıldığında, dava arkadaşlığı kurumunun var olma amaçlarının;
1. Usul ekonomisi
2. Taraflar arasında güç birliği sağlanması,
3. Aynı konu ve olaya ilişkin çelişkili kararların önlenmesi,
olarak belirtmek mümkündür. Nitekim T.C. Anayasası md. 141’de de;“Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir” şeklinde görev tanımına yer verilmiştir.
Hukuk sistemimizde dava arkadaşlığı ihtiyari ve mecburi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
İhtiyari dava arkadaşlığı
MADDE 57- (1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere, ihtiyari dava arkadaşlığından söz edilebilmesi için davacılar veya davalılar arasında belirli koşullar dahilinde hukuki bir bağ aranmakta, bu bağın mevcudiyeti ile farklı davacı veya davalılara ait davaların birlikte görülmesine olanak sağlanmaktadır.
Kanun Koyucu, taraflara bu seçimlik hakkı sunmakla birlikte devam eden 58. Maddede;
İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu
MADDE 58- (1) İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.
şeklinde düzenlemeye yer vermiştir. Bu madde ile yasa, esasen farklı görülecek olan davaların, taraf iradelerine bağlı olarak birlikte görüldüğünü, ancak birbirlerinden farklı hüküm doğuracaklarını vurgulamaktadır.
Bazı durumlarda, bir hakkın birden fazla kişi tarafından kullanılması yahut birden fazla kişiye karşı ileri sürülmesi gerekebilmektedir. Bu durumda bir başka dava arkadaşlığı türü olan “mecburi dava arkadaşlığı” kurumu söz konusu olacaktır. Aynı Kanunun 59. Maddesinde;
Mecburi dava arkadaşlığı
MADDE 59- (1) Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.
şeklinde belirtilmiştir. Görüleceği üzere, mecburi dava arkadaşlığında, ihtiyari dava arkadaşlığından farklı olarak birden fazla davacı/davalı hakkında tek ve ortak bir hüküm verilmesi zorunluluğu söz konusudur. Bu zorunluluk, devam eden 60.maddede tariflendiği şekilde, davanın seyri ve kaderi bakımından da etkisini göstermektedir:
Mecburi dava arkadaşlarının davadaki durumu
MADDE 60- (1) Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği hâlde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder.
İhtiyari dava arkadaşlığının aksine, mecburi dava arkadaşlığında tek bir davadan söz edilmektedir. Doğal olarak bu davada, bir davacının/davalının doğurduğu hukuki sonuç, aynı tarafta yer alan diğer davacıyı/davalıyı doğrudan etkileyebilmektedir.
Ancak her ne kadar tek bir davadan bahsediliyor olsa da, mecburi dava arkadaşlığı kendi içinde maddi ve şekli olarak ikiye ayrılmaktadır:
Maddi bakımdan mecburi dava arkadaşlığında, ortak hukuki ilişki nedeniyle bir araya gelen kişiler bakımından tek ve ortak bir karar verilmesi zorunludur. Aynı şekilde verilen bu kararı taraflar, ancak ve ancak birlikte hareket ederek üst yargı yoluna taşıyabilecektir. Bu dava türüne örnek olarak miras ortaklığı ve elbirliği mülkiyeti konulu davalar verilebilir.
Şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığında ise, usuli sebeplerden dolayı bir tarafta birden fazla kişi yer almaktadır. Burada yer alan mecburiyet, esasen taraflar arasındaki ilişkinin doğru şekilde tariflenmesi ve gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılması amaçlanarak konmuştur. Bu sebeple tarafların yaptıkları usuli işlemler birbirlerinden bağımsızdır. Hakimin taraflar hakkında ortak karar verme zorunluluğu bulunmadığı gibi, verilen karara karşı da tarafların birlikte hareket etme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Soybağının reddi davası (ana ve çocuğa açısından) ve hizmet tespiti davası (işveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu açısından) bu dava türüne örnek teşkil etmektedir.
AV. ALPER ESKİCİOĞLU